İstanbul’un Sanatla İç İçe Mekanları – Keşfedilmeyen Sanat Noktaları!
İstanbul’un Sanatla İç İçe Mekanları – Keşfedilmeyen Sanat Noktaları!
Tarihin Unutulmuş Köşeleri
1- Zeyrek Camii ve Çevresi
Zeyrek camii İstanbul’un Fatih ilçesinde yer almakta oldu haliç köprüsüne bakan çok büyük bir camiidir. Camii iki eski bizans kilisi ile birlikte bir şapelden oluşmakta olup orta bizans mimarilerinin en iyi örneği olarak temsil edilmektedir.
Zeyrek camii’nin doğusunda kalan kısmı restore edilerek ziyaretçilerine Zeyrekhane adında bir restoran ve çay bahçesi hizmeti verilen Osmanlı Konağı hizmete açılmıştır. Camii’nin mimarisinde gömme tuğla tekniği kullanılmış olup bu teknik bizans mimarisine özgün bir tekniktir.
2- Atatürk Arboretumu
Atatürk Arboretumu, İstanbul’un Sarıyer ilçesinde yer alan ve doğayla baş başa kalabileceğiniz eşsiz bir destinasyondur. 1949 yılında kurulan bu botanik bahçe, 296 hektarlık geniş bir alana yayılmıştır ve içinde 2.000’den fazla bitki türünü barındırır. Özellikle hafta sonları şehrin gürültüsünden kaçmak isteyenlerin uğrak noktasıdır. Yürüyüş yolları, göletler ve çeşit çeşit ağaçlarla çevrili olan Arboretum, doğa fotoğrafçılığı ve botanik araştırmalar için de ideal bir mekandır.
Atatürk Arboretumu, İstanbul’da sakin bir gün geçirmek isteyenler için harika bir kaçış noktasıdır. Arboretum içinde bulunan üç büyük gölet, çevresindeki yansımaları ve su bitkileriyle görsel bir şölen sunar. Burada özellikle sonbahar aylarında yaprakların rengarenk tonlara bürünmesi, ziyaretçileri büyüler. Ayrıca, arboretumun her köşesinde farklı bitki türlerine ait bilgilendirici levhalar yer alır, bu da hem doğaseverler hem de öğrenciler için eğitici bir deneyim sunar.
Ziyaret saatlerine dikkat ederek gitmenizde fayda var; çünkü Atatürk Arboretumu belirli günlerde ve saatlerde açıktır. Kalabalıklardan uzak, doğayla iç içe huzurlu bir gün geçirmek isteyenler için Atatürk Arboretumu İstanbul’un gizli kalmış cennetlerinden biridir.
3- Mihrabat Korusu: Boğaz’ın gizli kalmış doğal cenneti.
Mihrabat Korusu, İstanbul’un Beykoz ilçesinde, Anadolu Yakası’nın eşsiz manzaralarına ev sahipliği yapan doğal bir cennettir. Boğaz manzarasına hakim olan bu koru, yemyeşil alanları ve huzur dolu atmosferiyle şehir hayatından kaçmak isteyenler için mükemmel bir kaçış noktasıdır. Tarihi 19. yüzyıla dayanan Mihrabat Korusu, Osmanlı döneminde padişahların dinlenme ve avlanma alanı olarak kullanılmıştır.
Koru, 200 dönümlük bir alana yayılmış olup, içinde çeşitli bitki türleri, yürüyüş yolları ve piknik alanları bulunmaktadır. Ziyaretçiler, doğa yürüyüşleri yapabilir, piknik yapabilir veya koru içindeki restoranlarda Boğaz manzarasına karşı yemek yiyebilirler. Ayrıca, koruda yer alan seyir terasları, İstanbul Boğazı’nın en güzel manzaralarından birini sunar. Özellikle gün batımında, bu teraslardan manzarayı izlemek unutulmaz bir deneyimdir.
Mihrabat Korusu, İstanbul’da doğayla iç içe, sakin ve huzurlu bir gün geçirmek isteyenler için ideal bir mekandır. Hem yerel halk hem de turistler tarafından pek bilinmeyen bu doğa harikası, İstanbul’un keşfedilmeyi bekleyen gizli köşelerinden biridir. Giriş ücreti makul olup, her mevsim farklı bir güzellik sunan koru, özellikle bahar ve yaz aylarında ziyaret edilmeye değerdir.
4- Yeldeğirmeni Sanat Merkezi: Sanatla iç içe, keşfedilmeyi bekleyen bir semt!
Yeldeğirmeni Sanat Merkezi, İstanbul’un Kadıköy ilçesinde, tarihi dokusuyla dikkat çeken Yeldeğirmeni semtinde yer alan kültürel bir merkezdir. Bu sanat merkezi, 19. yüzyıldan kalma tarihi bir binada konumlanmıştır ve binanın mimarisi, ziyaretçilerine nostaljik bir atmosfer sunar. Yeldeğirmeni’nin köklü geçmişini modern sanatla buluşturan bu mekan, sanatseverler için adeta bir cazibe merkezi haline gelmiştir.
Yeldeğirmeni Sanat Merkezi, çok çeşitli kültürel etkinliklere ev sahipliği yapmaktadır. Müzik dinletileri, tiyatro gösterileri, sergiler ve atölye çalışmaları gibi birçok sanatsal etkinlik burada düzenlenmektedir. Özellikle yerel sanatçıların eserlerine yer vererek, İstanbul’un sanat dünyasına katkıda bulunmayı amaçlamaktadır. Sanatseverlerin buluşma noktası haline gelen bu merkez, aynı zamanda bölge halkı için de bir sosyalleşme alanıdır.
Semtin kalbinde yer alan Yeldeğirmeni Sanat Merkezi, İstanbul’un hızla değişen kültürel yapısı içinde sanatın ve tarihin buluştuğu bir mekandır. Hem sanatla ilgilenenler hem de İstanbul’un kültürel çeşitliliğini keşfetmek isteyenler için vazgeçilmez bir durak olan bu merkez, tarihi dokusuyla da öne çıkar. Yeldeğirmeni’ni ziyaret ettiğinizde mutlaka uğramanız gereken bu sanat merkezi, İstanbul’un kültürel mirasına yakından tanıklık etmek için mükemmel bir fırsat sunuyor.
5- Rezan Has Müzesi
Rezan Has Müzesi, İstanbul’un Haliç kıyısında, tarihi bir binada yer alan benzersiz bir kültür ve sanat mekânıdır. 2007 yılında kapılarını açan müze, Kadir Has Üniversitesi’nin bünyesinde bulunmakta ve tarihi eserlerle çağdaş sanatı bir araya getirmektedir. Müzenin bulunduğu bina, Osmanlı dönemine ait eski bir su sarnıcı üzerine inşa edilmiş olup, tarihi dokusunu koruyarak ziyaretçilerine etkileyici bir atmosfer sunar.
Rezan Has Müzesi, kalıcı koleksiyonları ve geçici sergileriyle geniş bir yelpazede sanatsal ve kültürel etkinliklere ev sahipliği yapar. Müze, özellikle arkeolojik buluntularıyla dikkat çeker. İstanbul’un ve Anadolu’nun farklı bölgelerinden toplanmış tarihi eserler, ziyaretçilere bölgenin zengin kültürel geçmişini keşfetme imkânı sunar. Ayrıca, müzenin düzenlediği çağdaş sanat sergileri, sanat dünyasında yenilikçi ve yaratıcı çalışmalara ev sahipliği yapmaktadır.
Müzenin kendine özgü mimarisi ve sergilediği eserler, ziyaretçilere tarihin derinliklerine doğru bir yolculuk yapma fırsatı verir. Rezan Has Müzesi, İstanbul’un kültürel mirasını yaşatan ve sanatseverler için önemli bir durak olan bir mekândır. Hem yerel halk hem de turistler için keşfedilmeyi bekleyen bu müze, İstanbul’un sanat ve tarih dolu dünyasında unutulmaz bir deneyim sunar.
